3 Şubat 2013 Pazar

Ölümün içinde onur var ise seçilmeli mi?


Geçtiğimiz günlerde onurlu ölüm konulu bir toplantıya katıldım. Konu ilk bakışta onur ve ölümü bir araya getirmesi sebebiyle ilginç görünse de içerik bakımından çokça geniş bir kapsamda değerlendiriliyordu. Doğal olarak konu bu olunca olaya hem pozitif taraftan hemde negatif taraftan bakanlar mevcuttu. Neredeyse tüm tartışma boyunca pozitif tarafı savunanlar konuya insan sağlığı ve yeni nesillere onurlu bir gelecek bırakma kapsamında yaklaşımlar sergilerken, negatif taraftan bakanlar ise yaşamanın hiç bir şeye değişilemez değerinden, hele hele bir başkası tarafından yaşamın sonlandırılmasına asla karar verilemeyeceği çizgisindeydiler.
       
Öncelikle ölüm seçeneğini gerekli koşullarda onurlu bulanların savı; herhangi bir ölümcül virüse veya hastalığa yakalanmış bireyin bu hastalığı çevresindeki insanlara bulaştırma riski var ise ve herhangi bir tedaviye de cevap vermiyorsa yaşamını sonlandırılmasını istemesinin onurlu ve gerekli bir karar olarak görmekteydiler. Bunun yanı sıra....

Devamı için: http://t.co/MooifPvF

16 Aralık 2012 Pazar

Merceksiz Görüntüleme Sistemlerinde Çığır Açan Türk Bilim Adamı


               
Dr. Aydoğan Özcan, doktorasını 2005 yılında Stanford Üniversitesi Elektrik Mühendisliğinde tamamladı. Daha sonra Harvard Tıp Fakültesinde araştırma üyesi olarak tıbbi görüntüleme üzerinde çalışmalarını 2 yıl kadar sürdürdü. 2007 yılında Kaliforniya Üniversitesi Los angeles’ta (UCLA) elektrik mühendisliği bölümünde kurmuş olduğu laboratuarında Biyo ve Nano fotonik üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Dr. Aydoğan Özcan, özellikle merceksiz görüntüleme sistemlerinde yapmış olduğu çalışmalar ile adından çokça bahsettirdi. Çalışmaları ile küresel birçok ödüle layık görüldü. 2011 yılında Amerikan başkanlığı tarafından önemli bilimsel ve teknolojik yeniliklere imza atan araştırmacılara verilen Başkanlık Kariyer Ödülüne layık görüldü. Ayrıca, 2012 yılında dünyaca ünlü popüler bilim dergisi “Popular Science” tarafından 10 en parlak bilim adamı arasında gösterildi. Dr. Aydoğan Özcan, UCLA’de geliştirmiş olduğu teknolojiler ile onlarca patenti ve bir o kadard a patent başvurusu bulunmaktadır. Biz de Bilim.org’u takip eden siz değerli bilim severler için kendisi ile çok güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Sizleri bu söyleşi ile baş başa bırakıyoruz.


15 Ağustos 2012 Çarşamba

Bakış Açısı Değiştirecek Tespitler


Prof. Dr. Mehmet Toner, 1983 yılında İTÜ makine mühendisliğinden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktorasını Massachusetts Institue of Technology (MIT)`de kriyobiyoloji alanında ilk çalışan mühendis olan Prof. Ernest Cravalho’nun danışmanlığında tıp mühendisliği alanında 1989 yılında tamamladı. Prof. Toner, ABD’de mikro ve nanoteknolojiler’den yararlanarak biyomedikal mühendisliğindeki çalışmaları ile tanınıyor. Araştırmalarıyla, kanser, yanık ve travmalar ile zarar gören hücrelerin tedavisine önemli katkılar sağladı. 250’den fazla bilimsel yayının ve 44 kitapta özel bölümlerin yazarıdır. Ayrıca, buluşları ile 25 patenti bulunmaktadır. Prof. Mehmet Toner, şimdilerde Harvard – MIT Sağlık Bilimleri ve Teknolojileri (HST) ve Harvard Tıp Fakültesin Cerrahi Bölümünde Biyomedikal Mühendisi Profesörü olarak çalışmalarını yürütmektedir.
Prof. Dr. Mehmet Toner ile geçtiğimiz Eylül ayında Boston Charlestown, MA’deki laboratuarında çalışmalarından Türkiye’deki mevcut duruma kadar değerli arkadaşım Hüseyin Taş ile birlikte çok güzel ve samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. Sizi bu güzel söyleşi ile baş başa bırakıyoruz.

16 Şubat 2012 Perşembe

Mikroorganizmaları ve Hücreleri duyabilecek miyiz?

İnsan kulağının duyma eşiğinin bir milyon kat daha sönük sesleri algılayabilen dünyanın ilk nano-kulakları yapıldı.

Bu yeni cihazlarla bakterilerin, mikro ve nano ölçekteki objelerin yaydığı ses dalgalarını tespit etmek mümkün olabilir.


Petri kabında çoğalan bakteri kolonilerini duyanınız oldu mu? Almanya LMU den araştırmacılar, Physical Review letter’ ın ocak sayısında yayınladıkları çalışmada; çok düşük seviyedeki sesleri algılayabilen yüksek hassasiyete sahip dünyanın en küçük kulaklarını oluşturan cihazı tanımladılar. Ekip, odaklanmış lazer ışınına sıkışmış altın partikülleri yüzey üzerinde dolaştırarak yakında bulunan nanopartiküllerin ses titreşimlerini kaydetmeyi başardılar. Ayrıca, bu çalışmada seslerin nereden geldiği de belirlenebiliniyor. Araştırmacılara göre bu nano-kulaklar -60 desibel kadar olan sesleri duyabiliyor. Buda bir insan kulağının duyabileceği ses den bir milyon kat daha düşük sesleri duyma olanağı veriyor.

Optik cımbızlar, küçük nesneleri yakalamak için optik mikroskoplarca odaklanmış kızılötesi lazerlerdir. Bunlar hücre, metal parçacıklar, DNA ve birçok çalışmada kullanılmaktadır. Araştırmacılar lazer ışınlarının yüzey üzerindeki hareketini kullanarak küçük nesnelerini yerinden taşıyabilir ve yeninden işleyebilirler. Makalenin başyazarı Alexander Ohlinger, ses dalgaları gibi bazı faktörlerin bu hareketi bozmasının sonuçlarını merak ettiklerini ve eğer bu bozulmaları denetleyebilirlerse optik cımbızları bir mikrofon gibi kullanabileceklerini belirtiyor.

Ohlinger ve çalışma arkadaşları bu teorilerini iki deney ile test ettiler...

Devamı: http://www.bilim.org/?s=haber&haberid=6112

8 Şubat 2012 Çarşamba

Türkiye'nin Bilim ve Teknolojideki en önemli eksiği: Yetişmiş Bilim İnsanları

Nanoteknoloji tüm otoritelerce kabul edilen hiç şüphesiz önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak olan en önemli bilimsel ve teknolojik devrimi oluşturmaktadır. Bizde geçtiğimiz haftalarda, ülkemizdeki en önemli nanoteknoloji araştırma merkezlerimizden biri olan Bilkent Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi(UNAM) ni ziyaret ettik. UNAM da Nanobiyoteknoloji kapsamında çalışmalarını yürüten çok değerli hocalarımızdan Yard. Doç. Dr. Mustafa Özgür Güler ve Yard. Doç. Dr. Ayşe Begüm Tekinay ile sizler için çok güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu güzel söyleyişi ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Söyleşiyi okumak için lütfen linki tıklayın: http://www.bilim.org/?s=haber&haberid=6085